NSO Eko Etiketleri, Gönüllülük prensiplerine dayalı, tüketicilerin daha yeşil ürün ve hizmetleri ayırt edebilmelerine yardımcı olmak, üretici ve tüketicilerin çevre duyarlılıklarını artırmak için oluşturulmuş, katılımcı, piyasa temelli ekonomi aracı bir işarettir.
NSO, Eko Etiket uygulamalarını, Uluslararası Standartlar Organizasyonu tarafından 1990’ lı yıllarda geliştirilen çevre etiketleri ile ilgili aşağıda belirtilen kılavuz standartlarını da dikkate alarak yapmaktadır.
ISO 14020 – Tüm çevre etiketlerini içeren rehber
ISO 14021 – Tip II – Kendinden beyanlı çevre etiketleri (genellikle sadece bir nitelik içeren, bazen bir şirketin çevre amblemi gibi)
ISO 14024 – Tip I – Çevresel açıdan önderlik eden, hemen hemen çoğunun üçüncü taraf kuruluşlar tarafından ifade edildiği çevresel etiketler;
ISO 14025 – Tip III – Genellikle bir matris şeklinde detaylı bilgi içeren çevresel beyanlardır.
NSO Eko-etiketleri, ISO 14024 Tip I Çevre etiketleme sistemi dâhilinde tanımlanır ve gönüllü olarak kullanılan bir etiket sistemidir. NSO Eko Etiket kriterleri çevresel fayda yaratılabilmesi için temel öneme sahiptir. Kullanılan kriterlerin çoğu ürünün tüm yaşam döngüsü boyunca ortaya çıkaracağı çevresel etkiler düşünülerek belirlenmiş olduğundan, bu etiketler tüketicilere çevreye en duyarlı ürünleri seçme imkanı sunan nitelikli ürün/hizmet etiketi olarak değerlendirilir. Tip I Eko etiketleme ile elde edilmek istenen sonuç, çevresel açıdan iyi olan ürünlerin tercih edilebilmesine ortam sağlamaktır. Eko-etiketler, bu etiketi taşıyan ürünlerin çevresel açıdan öncelikli ürünler olduklarını göstermek için kullanılır.
Eko etiket kontrol kriterleri, Çevre kirliliği, Enerji tüketimi ve yönetimi, Atık üretimi ve yönetimi Kaynak kullanımı, kaynakların tükenmesi, Doğal kaynak yönetimi, Biyo-çeşitlilik, Ekosistem sağlığı İnsan sağlığı şeklindedir.
Kontrollerde ISO 14001 Belgesi ve uygulaması olan Kurum ve Kuruluşlar avantaj sağlarlar.
Her etiketleme için kontrol gerekli olmayabilir. Kontrol kararı Başvuru Değerlendirmesi yapan ISQ uzmanlarından oluşan komiteye aittir.
NSO Global Eko Etiketleri, ürün ve hizmetlerin yanı sıra şirketlerin tanıtımına, itibarına ve değerine katkıda bulunan çevreci markalar olarak değerlendirilirler.
NSO Eko Etiketi alacak hizmet yada ürünleri için başvuru yaparlar (Bkz. Web Sitesi Dokümanlar Bölümü).
Başvuru sahibi tarafından verilen bilgilere dayanarak, ISQ başvurunun uygun olup olmadığına karar verir.
Başvurunun uygunluk değerlendirmesi yapıldıktan sonra başvuran ile bir sözleşme yapılır.
Eko-Etiketin verilme kararı, ISQ tarafından;
Ürünün ilgili kıstaslara uygunluğu doğrulandıktan(Ürün grubuna bağlı olarak ürünün Eko-Etiket kriterlerini karşıladığını kanıtlayan beyanlar, belgeler, test sonuçları vb.),
Başvurunun değerlendirme ve doğrulama gereksinimlerine uygun olduğu onaylandıktan ve Belgelendirme komitesine danışıldıktan sonra verilir.
Eko Etiketi fikri ilk olarak 1987 yılında ortaya çıkmıştır. Avrupa Komisyonu Eko-Etiket fikrini üye ülkelerle ve Avrupa Parlamentosu’nda tartışmaya açmış ve üç yıllık bir süreç sonrasında Birlik Konseyi’nin (EEC) No. 880/92 regülasyonu yani 23 Mart 1992 tarihli ve 880 sayılı Tüzüğüyle yürürlüğe girmiştir.
Eko Etiket regülasyonlarının güçlendirilmesi ve etkinliğinin artırılması için (EC) No. 1980/2000 numaralı regülasyon ile politik amacı belirlenmiş ve prensipleri zenginleştirilmiştir. Bu regülasyonun uygulamaya girmesinden itibaren geçen süre zarfında edinilen deneyimler AB Eko Etiket sisteminin etkinliğinin artırılması ve yürürlülüğünün daha düzenli hale getirilmesi gerektiğini göstermiştir. Bu bağlamda etiket düzenlemesi 2009 yılında (EC) No. 66/2010 şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenleme ve AB bünyesinde geliştirilen diğer direktifler ile (Enerji tüketen ürünlerde Eko tasarım, Çevre Eylem Programı, Sürdürülebilir Kalkınma Stratejileri ve İklim Değişikliği Programı, Yeşil Kamu İhale Eylem Planları) uygunluğu sağlanmıştır.
NSO Eko Etiketleri Sertifikasyon programı çevre dostu ürünleri ve hizmetleri tanımlamak için kullanılır. NSO ECO LABELS kriterleri, belirli bir ürünün kullanım için uygun olduğunu ve yaşam döngüsü boyunca çevresel etkiyi azaltacağını garanti etme çabasını ortaya koymaktadır.
Eko Etiketler hizmetler, ürünler ve ürün ambalajlarının belgelendirmesi ile ilgilidir.
NSO Eko Etiketleri, belirli bir ürün ve / veya hizmetin, her ürün veya hizmet kategorisine uygulanan kurallarda belirtilen şartlara uygun olduğunu onaylar.
Bu işaretlemeler aşağıda belirtilen maddeleri karşılar
Ecolabel NSO-NAP3 standardı kriterleri ile, ürün için ham madde seçiminden, imalata, dağıtımına, servisine, hizmetine, tüketimine ve kullanımı bittiğinde geri dönüşümünün sağlanmasına kadar olan bütün evrelerde yer alan tüm sektörler ve kuruluşları Ecolabel Eko Etiketi alabilirler.
Web sitemizin
Web sitemizin standartlar menüsünden de bu listeye ulaşabilirsiniz.
4 Aşamalı Belgelendirme sürecini tamamlayıp etiketi/sertifikayı almaya hak kazanan kurum/kuruluşlara ISQ tarafından NSO-ECO.G.10.02-LOGOLABEL USER GUIDE-LOGO-ETIKET KULANIM REHBERİ’ ne uygun şekilde etiketi kullanma izni verilir.
NOT: NSO bu iznin kısıtlanmasına yada iptal edilmesine karar verebilir. Etiket kullanım izni alan firmalar bu kurala uymakla yükümlüdür.
(Bkz. Web sitesi Dokümanlar Bölümü)
NSO-Globallabels Eko etiketiketleri tüm sektörler için oluşturduğu NSO-NAP3 standartları doğrultusunda belgelendirme yapmaktadır.
Eko Etiketler, gönüllülük prensibini benimseyerek, etiketi kullanma yetkisi kazanan kurum veya kuruluşlara, etiketin kriterlerini yerine getirme ve sürdürme sorumluluğunu taşıma zorunluluğu getirmiştir.
Eko etiket kullanım izni veren kuruluşlar (örneğin; NSO gibi), Eko Etiketi verilen kurum veya kuruluşun mevcut durumu ve bildirimleri, denetim anındaki şartlara uygunluğu temel alınarak sağlanır. Uygunluğun devamlılığı, eko etiket kullanım yetkisi kazanan kurum veya kuruluşların sorumluluğundadır ve bunu yerine getirme yükümlülüğü taşırlar. Yetki veren kurum veya kuruluşlar, sorumlu tutulamaz, hak talep edilemez ve ceza ile tazminat talepleri geçerli değildir. Etiket kullanım yetkisi elde eden kurum veya kuruluşlar, uygunsuzlukların sonuçlarına yalnızca kendilerinin katlanacağını bilincinde olmalıdır. Etiket kullanma yetkisi alan veya almayı amaçlayan kurum veya kuruluşlar, bu gerçekleri anlayarak ve kabul ederek etiketi edinirler. Bu prensipler, uygunsuzluk durumlarında yasal ve diğer her türlü gerekliliklere uyulması gereken önemli kaideleri oluşturur.
Hukuki işlemleri kabul etmeyi reddedecek kurum veya kuruluşların, NSO Eko Etiketi başvurusunda bulunmamaları gerekir.
Teknoloji ve globalleşme ile küçülen dünyamızda her ülke diğer ülkelerle rahatlıkla ticaret yapabilmekte iletişim kurabilmektedir. Tekstil ve hazır giyim sanayi, hem üretim hem de işgücü açısından dünyanın en büyük sanayi sektörlerinden biridir. Bu sektör hem insanların giyim tarzlarına hem de yaşam alanlarına oldukça büyük katkı sağlamaktadır. Hazır giyim ve tekstil sektörlerinde dünya pazarlarında ciddi bir rekabet yaşamaktadır. Bu rekabet ortamında, tüketiciler için gereksinimi hayati öneme sahip sağlık ve çevre bilinci, tekstil ve hazır giyim ürünlerinin güvenilir olması önemini zaruri hale getirmiştir. Bu ortamda bu ürünlerin Ecogloballabel Etiketi taşıyor olması, tüketiciler nezdinde tercih ve farklılık oluşturmaktadır.
Ecolabel kriterleri AB (Avrupa Birliği) ülkelerinde hatta tüm dünyada müşterilerin beklentilerini karşılayacak yapıya sahiptir. Çevre koşullarında bugün daha fazla hissedilen küresel iklim değişiklikleri, zararlı atıklar, toksik kimyasal maddeler, ozon deliği, asit yağmurları, su ve hava kirliliği gibi çevre sorunlarına, diğer sanayi dalları ile birlikte tekstil sektörü de neden olmaktadır. Üretim sırasında bu sektörde, yüksek su tüketimi olmaktadır ve bir takım kimyasal maddeler kullanılmakta ve çeşitli atıklara neden olunmaktadır. Katı veya sıvı atıklar çevreyi olumsuz etkilemektedir. Atılan bazı kimyasallar ise doğada toksik etkiler göstermekte, sudaki oksijenin azalmasına ve hem suda yaşayan canlılar ve hem de insanlar için tehlike yaratmaktadır. Bundan dolayı çevre önemi ve çevre dostu tekstillerin üretilmesi daha çok önemsenmeye başlanmış ve çevre dostu tekstil ürünlerine talep hızla yükselmiştir. Çevre hassasiyetinin sahiplenilmesi ve çevre kirliliğinin önüne geçmek amacı ile çözüm olarak Eko Global Etiket sistemi ve benzeri yeşil etiket sistemleri çare olarak yararlanılacak çözüm olmuştur.
Ecolabel ekolojik etiketleme sistemleri, tüketicilerin çevre koşulları bakımından iyi olan gıda ürünlerini tercih edebilecekleri bir ekolojik yol haritasının belirlenmesine katkı sağlamaktadır. Bütün çevre etiketlerinin amacı, bu etikete sahip olmayan gıda ürünlerin piyasadan kaldırılmasını sağlamak ve üretici firmaları, üretim süreçlerini, doğaya zarar vermeyecek natürel teknik ve yöntemlerle yenilemeye zorlamaktır. Bu firmalar ancak, işletmelerinde çevreye duyarlı iyileştirmeler yaptıktan sonra yeniden pazara girebileceklerdir. Ecolabel etiketleri de dahil bütün çevre etiketleri, bu etiketi taşıyan ürünlerin doğa koşulları açısından öncelikli ürünler olduklarını göstermektedir. Tüketicilerin de talep edecekleri gıda ürünlerin çevreye zarar verip vermeme durumlarını göz önünde bulundurmalarını pekiştirecektir.
Ecolabel, Avrupa Birliği’nde uygulanan Çevre Etiketleri, Yeşil Etiketler, Eko Etiketler sistemine odaklanarak bu yapıyı esas almıştır.
Ancak sadece Avrupa Birliği ülkelerinde değil dünya genelinde de tüketiciler, kullandıkları gıda ürünlerinin kaynakları ve sürdürülebilirliği konusunda bilgi edinmek istemektedir. Tüketicinin bu talepleri gün geçtikçe artmakta ve gıda ürünlerinde çevre etiketi kullanımı gündemde üst sıralara yerleşmektedir. Bu talepleri karşılamak için Ecolabel, gıda eko etiketi, kriterleri ile ihtiyacınızı karşılayacaktır.
Ülkemizde ekolojik tarım için son yıllarda ihtiyacı karşılayacak yasal çalışmalar başlatılmıştır. Bu çalışmaların başlangıcı 2010 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından çıkarılan İyi Tarım Uygulamaları Hakkında Yönetmelik ile olmuştur. Bu yönetmelik, tarımsal üretimin insan ve hayvan sağlığına ve doğa koşullarına zarar vermeyecek bir şekilde yapılmasını, doğal kaynakların korunmasını, tarımsal faaliyetlerin izlenebilir ve sürdürülebilir olmasını kısaca tüketicilere güvenilir ürünler sunulmasını hedefine ulaşmak ve iyi tarım uygulamalarının esaslarını düzenlemektedir.
Aynı yıl içerisinde Bakanlık, Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliği de yayınlamıştır. Bu yönetmelik ise, ekolojik dengenin korunması yanında organik tarımsal üretimin sağlanması ve pazarlama koşullarının düzenlenmesi, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına yönelik esasları düzenlemektedir.
Bu yönetmelikler de, ülkemizde insan ve hayvan sağlığına zarar vermeyecek ve çevreyi koruyacak şekilde tarımsal faaliyetlerin gerçekleştirilmesini amaçlamaktadır.
Avrupa Birliği ülkelerinde başlatılan çevre etiketi sistemi veya Eko-Etiket sisteminde ise bu çerçevede, yetiştirme ortamı ve toprak iyileştirici malzemeler için ürün grupları oluşturulmuş ve kriterler belirlenmiştir. Yetiştirme ortamı, ürün grubu kapsamında kriterler belirlenirken, bitkilerin yetiştirildikleri ortamda kullanılan toprak dışındaki malzemeler esas alınmıştır. Toprak iyileştirici malzemeler ürün grubu kriterleri belirlenirken de, toprağın fiziksel özelliklerini geliştirmek, toprağı korumak, toprağın kimyasal ve biyolojik özelliklerini yükseltmek ve verimliliğini arttırmak amacı ile toprağa ilave edilecek malzemeler esas alınmıştır. Ecogloballabel bu esasları Tarım kriterlerini tüm anlatılan yapıyı göz önünde bulundurarak etiketleme çalışmalarını yapmaktadır.
Ecolabel etiketleri taşıyan tarım ürünleri, üretim sırasında geri dönüşümlü organik madde kullanıldığını, turba içermediğini, bakteri içermediğini ve ağır metaller ya da kalıntı pestisitler ile toprağın kirletilmediğini ortaya koymaktadır. Tarım ürünün taşınması ve işlenmesi konusunda da tüketicilere bilgi kaynağı teşkil eder.
Kimyasal ürünlerin yapısında veya formüllerinde içerdikleri kimyasal maddeler açısından temizlik ürün grubu Ecolabel kriterlerinin önde gelen kriterlerinden biridir.
Temizlik kimyasalları ürün grubu kendi içinde beş ayrı kategori oluşturmaktadır
Bu ürün grubu, zemin, tavan, duvar ve pencere gibi sabit yüzeylerin günlük temizliğinde kullanılan deterjan ürünlerini kapsar. Genel olarak evlerde, ofisler ve üretim tesislerinde kapalı alanlarda kullanılan ürünlerdir. Cam ve pencere temizleyicileri de bu gruba girer. Hijyenik temizleyiciler ise çamaşır odası, tuvalet, banyo, duş ve mutfak gibi ortamların ovarak temizlenmesinde kullanılan deterjan ürünleridir.
Bu ürün grubuna evlerde bulunan bulaşık makinelerinde kullanılan bulaşık deterjanı ve durulama işine yarayan ürünler girer. Aynı zamanda hacim ve kullanım bakımında teknik özellikleri aynı olan ticari bulaşık makinelerinde kullanılan bulaşık deterjanları da bu gruba girer.
Bu ürün grubuna tabak, çatal, bıçak, tencere, tava ve benzeri mutfak araçlarının elde yıkanması için kullanılan deterjan çeşitleri girer. Evlerde veya profesyonel kullanılan deterjanların hepsini kapsar.
Bu ürün grubu toz, sıvı veya diğer bir şekilde sunulan çamaşır deterjanlarını ve leke çıkarıcıları kapsar. Tekstil sektöründe yıkama için kullanılan veya genel çamaşırhanelerde kullanılan deterjanlar da bu gruba girer. Ancak halı, mobilya döşemesi veya benzeri malzemeler için kullanılan leke çıkarıcılar bu gruba girmez.
Bu ürün grubuna, yıkama amacı ile kullanılan ve saç ile temas halinde olan bütün durulama maddeleri ve karışımları girer. Saçların iyileştirilmesi amacı ile kullanılan saç kremleri de bu gruba girer. Bu ürünlerin kişisel amaçlı veya profesyonel kullanılıyor olması mümkündür. Ancak anti bakteriyel veya dezenfekte amaçlı kullanılan ürünler bu gruba girmez.
Temizlik maddeleri dışında kalan diğer kimyasal ürün grupları da kimyasal maddeler içermektedir.
Günümüzde çevre ile ilgili en büyük sağlık problemlerinin başında, hava kirliliği, yetersiz su kalitesi, hijyen ve tehlikeli kimyasallar gelmektedir.
Tehlikeli kimyasallar hususunda, Tarım ve Orman Bakanlığı 2008 yılında Tehlikeli Maddelerin ve Müstahzarlarının Sınıflandırılması, Ambalajlanması ve Etiketlenmesi Hakkında Yönetmelik yayınlamıştır. Bu yönetmelikte Avrupa Birliği’ nin 67/548/EEC ve 1999/45/EC sayılı direktifleri baz alınmıştır. Yönetmelik, piyasaya sunulan tehlikeli maddelerin ve ürünlerin insan sağlığı ve çevre koşulları üzerinde yaratacağı olumsuz etkilere karşı etkin bir kontrol ve gözetim sağlamak, bunları sınıflandırmaya, etiketlemeye ve ambalajlamaya yönelik esasları düzenlemektedir.
Ecolabel kimyasal etiketlemesinde bu yönetmelik esaslarını da dikkate almış ve kriter kapsamını;
Ecolabel kriterleri kapsamında inşaat yapıları (binalar, yollar, altyapı-üstyapı vb. tüm inşaat faaliyetleri) etiketleme yapılmaktadır. Bu çalışmada, proje ve yapım aşaması, kullanım ve bakım aşaması ve onarım ve yaşam sonu aşaması olmak üzere üç aşamalı kriterler belirlenecektir. Bu kriterlerin amacı, binaların yaşam ömrü sürecinde temel çevre etkilerine sınırlama koymaktır.
Ecolabel değerlendirme kriterleri, enerji, su ve malzeme tüketimini sınırlandırmaya, atık üretimini düşürmeye ve geri dönüşümünü sağlamaya, çevre dostu malzemelerin kullanılmasına, çevreye zarar vermeyen maddelerin kullanılmasına ve binaların doğru yönetilmesini pekiştirmede sektöre fayda sağlamaktadır.
Kozmetik Ürünler hayatımızın olmazsa olmazı haline gelmiştir. Güzellik ve Bakım unsuru olarak günlük hayatımızda yerini almıştır. Ancak bu kozmetik ürünlerin içeriğinde, orta ve uzun vadede insan sağlığına zarar veren bazı maddeler bulunmaktadır. Çeşitli cilt hastalıklarının bir nedeni kozmetik ürünlerdir. Ancak, kozmetik ürünlerin de insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyecek şekilde üretilmesi mümkündür. Kozmetik ürünlerin içinde hangi maddelerin bulunduğu ve bu maddelerin zararlı olup olmadıkları test ve analiz çalışmaları ile tespit edilebilmektedir. Bu tespitler ve eko kriterleri uygunluğu neticesinde sağlık ve çevre için tehlike yaratmayacak kozmetik ürünlerin üzerinde çevre etiketlemesi yapılmaktadır.
Ülkemizde son yıllarda görülse de, yabancı ülkelerden gelen kozmetik ürünler üzerinde rastlanan bu çevre etiketleri artık ülkemizde üretilen ürünlerde de yapılmaktadır. Ecolabel kriterleri kapsamında ürünü uygun olan üreticilere Eko Etiketi kullanma izni verilmektedir.
Bu izinleri alan firmalar, Kişisel bakım ve kozmetik ürünlerine bu etiketleri koyarak hem tüketici talebi hem de çevre hassasiyetleri ile pazar ayırt edici yer kazanabileceklerdir. Kozmetik ürün grubunda sadece parfümler, deodorantlar değil, makyaj malzemelerinden tıraş köpüklerine, sabunlardan pamuklara kadar çok sayıda ürün çeşidi bulunmaktadır.
Ecolabel ile tüketiciye güven sembolleri sunmak, kazanımların kaçınılmaz bir parçasıdır.
Dünya enerji kaynaklarımızın hızla tükenmeye başlaması, gelişmiş ülkeleri ekolojik enerji ve enerji tasarrufu konusunda bilinçlendirmeye başlamıştır. Ekolojik enerjinin sürekli olması için israfının önüne geçilmeli ve yeniden dönüşümü sağlanabilen değerli enerjiyi kazanma yoluna gidilmelidir. Bu sayede hem ekolojik denge korunmakta hem de mevcut olan enerji kaynaklarının ömrü uzamaktadır. Ekolojik enerji sayesinde doğadan gelen maddeler yeniden doğaya kazandırılır ki ekolojik yaşam çemberi döngüsüne devam eder.
Ekolojik Enerjinin ürün grubu bazında kullanımında hava, su ve enerji kaynağının optimal seviyelere çekilmesi gerekmektedir. Bu açıdan ürün bazında enerji kaynaklarının etkili kullanımına yönelik değerlendirmeler ayrı ayrı ele alınmaktadır.
Bu ürün grupları içinde en yaygın olanları: Kent aydınlatma ürünleri, ofis ve ev aydınlatma ürünleri, klima vb. soğutma ürünleri, ısı pompaları, masa üstü bilgisayarlar, diz üstü bilgisayarlar, baskı makineleri, çamaşır makinaları, bulaşık makineleri, sanayi ısıtma-soğutma sistemleri, su tüketen ürünler, görüntüleme cihazları, evde kullanılan pişirme ürünleri, oyuncaklar, sıhhi ürünler, armatürler v.b, Ekolojik enerji üretim merkezleri, Geri Dönüşüm Tesisleri ve benzeri çok farklı gruplar mevcuttur.
Ecolabel kriterleri ile Eko-Enerji etiketlemesinde sektöre etiketleme yapılması ülkemizin bu konu hakkında gelişimini sağlamaktadır.
Üretim sektörünün getirilerinden olan ürünün sunumu konusunda ürünlerin ambalaj içinde tüketiciye ulaştırılması önemli bir gereklilik şartıdır. Bu bakımdan ambalaj ve paketleme malzemeleri de insan sağlığına ve çevre koşullarına zarar vermeyecek kriterlere sahip olmalı ve sertifikalandırılmalıdır.
Ambalaj üreticileri açısından ekolojik ambalaj ve sürdürülebilir ambalaj yaklaşımı sadece malzeme seçimi olmamalıdır. Global, Kurumsal markalar, ekolojik ambalaj üretmek için başka parametrelere de bakmaktadır. Örneğin boyutları küçültülmüş ambalajların tasarlanması veya ürün ile ambalaj oranının düşürülmesi ya da ürün hacminin azaltılması bu kapsamdadır. Bu arada ürünlerin nakliye tasarımları da nihai maliyetleri etkileyen önemli bir konumdadır. Enerji kaynaklarının en düşük seviyede kullanılması, doğada çözünür malzemeler kullanılması ve ambalajın yüksek oranda geri dönüşümünün sağlanması da önemli parametrelerdir.
Ekolojik bir ambalaj yapısının ortaya koyulması ile tüketici sağlık, güvenlik, daha yaşanılabilir bir çevre, depolama alanı, navlun, nakliye ve taşıma maliyetleri ve işletmenin karbon tüketimi azaltılmış kazanımlar sağlamaktadır.
Hizmet Sektörü günümüzde hızla büyüyen insan kaynağı ve gücü elinde bulunduran sektörlerin başında gelmektedir. Bu gücünde muhakkak şartla çevre, enerji, hava, su, iş gücü, makine, ekipman vb. kaynak kullanımı söz konusudur. Hizmetlerin Ekolojik Etiket alt yapısına girmesi de ekosistemin gereklerindendir. Bu sisteme dahil olduklarında, enerji tüketiminin minimum seviyede tutulduğunu, su tüketiminin kontrol altında olduğunu, geri dönüşümsüz atık ve enerji üretiminin düşük tutulduğunu ve atıkların uygun şekillerde yok edildiğini, tesislerde ve çevresinde yenilenebilir kaynakların ve çevreye daha az zarar veren maddelerin kullanıldığını ve nihayet tesislerde sağlıklı bir çevre ortamında hizmet sağlandığını güvence altına almış olmaktadırlar.
Eko etiketi uygulamasında amaçlanan, tüketicilerin daha yeşil hizmetlere ulaşmalarını sağlamaktır. Tüketiciler, Ecolabel Eko Etiketi bulunan bir hizmeti kolayca ayırt edebilmektedir.
Ecolabel yetkilileri önemli sektörlerden birisi olan madencilik sektörü içinde kriterler geliştirmiş, sektörün Eko Etiket sahibi olmasını sağlamıştır. Maden ürünleri üretim, imalat ve işleme hizmetleri Eko Etiketlemesi yapabilmektedir.
Madencilik sektörü içeriklerinden, metal ve metalürji alanında, adi metallerin işlenmesi ve değerli metallerin işlenmesi, metalürji kaplama ve sıvama ürünlerinin imalatı ve sunumu işlerini de kapsar. Aynı zamanda madencilik alanında ki ekolojik dengeler dikkate alındığında insan sağlığına zarar vermeyen geri dönüştürülebilir, çevre dostu ürünlerin bu kapsamda tescil edilmesini sağlar. Bu işletmeler Ecolabel Etiketi aldıkları takdirde, enerji tüketiminin sınırlı kullanıldığını, su tüketiminin kontrol altında olduğunu, atık üretiminin minimize edildiğini ve atıkların doğru yöntemler kullanılarak bertaraf edildiğini eko sisteme ve kamuoyuna ispat etmiş olurlar.
Madencilik saha işletme sektör içeriği diğer bir alan, madenin yeryüzüne çıkarılması, bu çıkarılan madenlerin işlenmesi, tasarlanması, modellenmesi vb. insanların kullanımına hazır hale getirilmesi şeklindedir.
Kısaca, Madencilik sektöründe ürün ve hizmet sağlayan kuruluşlar Eko Etiketi aldıkları takdirde, enerji tüketiminin minimum seviyede tutulduğunu, su tüketiminin kontrol altında olduğunu, tesislerde atık üretiminin düşük tutulduğunu ve atıkların uygun şekillerde bertaraf edildiğini, işletmelerde, tesislerde ve çevresinde yenilenebilir kaynakların kullanıldığını, çevre kirliliğine neden olan madde kullanımlarını azalttığını ve nihayetinde ekolojik ve sağlıklı ortamda tüketici güvenini sağlamış olarak pazarda da farklılıklarını ortaya koyacaklardır.
Ekosistemin ve yerkürenin geleceğini ilgilendiren geniş kapsamlı bir ihtiyaç olan turizm sektörünün tüm kapsam ve alanlarında, hem tüketicinin hem de sektörde yer alan kurum ve kuruluşların tabi olduğu bir etiketleme ve duyarlılık sembolüdür . Ecolabel etiketli turizm ile doğal çevrenin ve korunması gereken yerel kültürlerin ön planda tutulduğu, çevreye özen gösterildiği, insanların çevre bilincinin geliştirildiği halkın sosyo-ekonomik bakımdan bu sürece dahil edildiği bir turizm kazanılmak istenmektedir. Bu anafikirden yola çıkarak Ekolojik turizm, yeşil turizm, sorumlu ve sürdürülebilir turizm terimlerine anlam yüklemek yaşanılabilir bir dünya için yapılabilecek çalışmalardan olacaktır.
Turizmin ülkelere yaptığı katkı ve gelirler yadsınamaz. Ancak sorumsuzca sürdürülen faaliyetler neticesinde doğal ve kültürel açıdan olumsuz etkiler yaşanmaktadır. EKO turizm yaklaşımı ile bu olumsuz etkileri bertaraf ederek olumlu etkileri sürdürülebilir bir yapı ortaya koymak ve bu yapıyı da üst seviyeye çıkarmak Ecolabel hedeflerindendir.
Ecolabel turizm eko etiketi, doğayı koruma, sorumluluk, eğitim ve bölgesel halk ile bütünleşme gibi temel prensipleri ön planda tutmaktadır. Turizm denilince insanların aklına sadece güneş, kum ve deniz tatil anlayışı gelmemektedir. Tatil kavramında doğa ve doğal hayatla bütünleşerek farklı kültürleri tanıyıp yaşamak tüketicinin önemli isteği haline gelmiştir. Yakın zamana kadar süregelen Geleneksel turizm anlayışının ülkemizin doğal güzelliklerine zarar verdiği bilinen bir gerçektir. Turistik otel yada tatil köyleri için kıyı, tarım veya orman arazilerinin heba edilmesi, bu alanlara işletmeler açılması vb. gibi yerel kültürel yapıyı küresel kapitalizmin kurbanı haline getirmektedir.
Ecolabel eko turizm etiketlemesinin amacı, yörenin, bölgenin, coğrafyanın mevcut ekosistemini ve kültürünü korumak, kültürel ve ekolojik özelliklerinin sürdürülebilir olmasını sağlamak, doğal yapı bozulmadan bölgenin gelişimini sağlatmaktır. Bu sayede bölge insanları için sürdürülebilir kazancı amaçlanmıştır.
Uzun vadede doğal güzellikleri korumak, ekosistem ve yerel kültürlerin zarar görmesini engellemek üretici ve tüketicinin insani görevidir.
Ecolabel ekolojik su ve su ürünleri etiketleme kriterleri, tüketicilerin çevre koşulları bakımından iyi olan su ürünlerini tercih edebilecekleri bir ekolojik yapının belirlenmesine katkı sağlamaktadır. Çevre etiketlerinin amacı, bu etikete sahip olmayan gıda ürünlerin piyasadan kaldırılmasını sağlamak ve üretici firmaları, üretim süreçlerini, doğaya zarar vermeyecek natürel teknik ve yöntemlerle kaynaklara zarar vermeden yenilemeye zorlamaktır. Ecolabel etiketleri de dahil bütün çevre etiketleri, bu etiketi taşıyan ürünlerin doğa koşulları açısından öncelikli ürünler olduklarını göstermektedir. Tüketicilerin de talep edecekleri su ürünlerin çevreye ve kaynaklara zarar verip vermeme durumlarını göz önünde bulundurmalarını sağlayacaktır.
Ecolabel, Avrupa Birliği’nde uygulanan Çevre Etiketleri, Yeşil Etiketler, Eko Etiketler sistemini de baz alarak bu su ürünleri eko etiketlemesi kriterlerini oluşturmuştur.
Sadece Avrupa ülkelerinde değil dünya genelinde de tüketiciler, kullandıkları su ürünlerinin kaynakları, kaynaklara zarar verip-vermedikleri ve sürdürülebilirliği konusunu bilmek istemektedir. Tüketicinin bu talepleri gün geçtikçe artmakta ve su ürünlerinde çevre etiketi kullanımı gündemde üst sıralara yerleşmektedir. Bu talepleri karşılamak için Ecolabel, su ürünleri için eko etiketini, ihtiyaçları karşılayacak şekilde üretici ve tüketici kullanımına sunmuştur.
Sigorta Sektörü günümüzde hızla büyüyen kaynak ve kaynak zaiyatı konusunda önemli gereksinimi olan sektörlerden. Sigortacılıkta; çevre, enerji, hava, su, iş gücü, makine, ekipman vb. kaynak kullanımı ve kaynakların muhafazası söz konusudur. Sigortacılık Hizmetlerinin Ekolojik Etiket alt yapısına girmesi de ekosistemin zaruri şartlarındandır. Bu sisteme dahil olduklarında, sigortalanan yapı ve envanterin, enerji tüketiminin, su tüketiminin, geri dönüşümsüz atık ve enerji üretiminin minimuma çekildiği ve atıkların uygun bertarafı, sigorta yapısında ve çevresinde yenilenebilir kaynakların ve çevreye daha az zarar veren maddelerin kullanıldığını ve nihayet tasarrufun sağlandığı, maliyetlerinde düşürüldüğü, sağlıklı bir çevre ortamında hizmeti sağlandığını güvence altına almış olmaktadırlar.
Eko etiketi uygulamasında amaçlanan, tüketicilerin daha yeşil hizmetlere ulaşmalarını sağlamaktır. Tüketiciler, Ecolabel Eko Etiketi bulunan bir hizmeti kolayca ayırt edebilmektedir.
Dünyamızı daha da küçülten yaygınlaşan ve insan hayatını kolaylaştıran ancak tehlikeli sektörlerden birisi de havacılık sektörüdür.
Sektörün başlıca çevresel etkilerini; küresel iklim değişikliği, hava kirliliği, salımlar, ekoloji ve doğal habitat, gürültü, arazi ve malzeme kullanımı, enerji tüketimi, su tüketimi, su kirliliği ve atıklar şeklinde sıralayabiliriz. Çevresel sorunlara havacılık sektöründe çözüm arayışları sürmektedir. Bunun sonucunda sivil havacılıkta 40 yıl öncesinde göre bugün, hava taşıma işlemleri % 75 daha sessiz ve % 70 daha fazla yakıt verimlidir. Ancak halen dünyanın yakıt tüketiminin % 5-6’sı yolcu uçakları tarafından yapılmaktadır. İklim değişikliğinde insanın sebep olduğu CO² salımlarının % 2’si sivil havacılığın etkisinden kaynaklandığı tespiti yapılmaktadır. Bu oranın 2050 yılına kadar % 3’ e ulaşabileceği tahmin edilmektedir. Havaalanı faaliyetlerinden kaynaklı salımların toplam salımların % 5 olduğu hesabı yapılmıştır. Bu sonuçlarla korunabilir ve sürdürülebilir bir havacılık sektörü için; doğal kaynakların korunması da dahil olmak üzere çevrenin korunması, tüm paydaşların ihtiyaçlarını karşılayan sosyal ilerleme, yüksek ve istikrarlı düzeyde ekonomik büyüme ve istihdamdır.
Havaalanlarında sürüdürülebilir gelişim bileşenleri olarak; doğal kaynakların iyi kullanılması ve çevrenin korunması, tüm paydaşların ihtiyaç ve beklentilerinin sosyal süreç olarak ele alınması, ekonomik büyüme ve istihdamın izlenmesi faktörleri olarak belirlenmiştir.
Ecolabel, Ekolojik Havacılık ile ilgili kriterlerini, Havaalanı yaşam döngüsü şekli yer seçimi, planlama, tasarım, yapım, işletme, bakım, söküm ve geri dönüşüm gibi, kaynakları verimli kullanan, çevreyi minimum etkileyen, en güvenli, en sağlıklı, en düşük çevre yükü altında verimli ve rahat faaliyet alanı sunan ve insan-doğa, çevre- gelişme, inşaat-koruma ve havacılık ve çevre etiği göstereceği ileri düzeydeki uyumunu, ekonomik gelişme ve toplumsal ilerleme de sağlanabilecek bir havaalanı sistemi şeklinde oluşturmuş ve bu etiketlemeyi sektöre kazandırmıştır.
Lojistik Sektörü uluslararası ticarette yaygın olarak kullanılan nakliyat metotlarının önemli kalemlerinden birisidir. Araç ve yakıt kullanımı konusunda ciddi çevre şartları uyumu gerektiren sektörde, enerji, hava, su, iş gücü, makine, ekipman vb. kaynak kullanımı söz konusudur. Lojistik Hizmetlerin Ekolojik Etiket alt yapısına girmesi de ekosistemin zaruri gereklerindendir. Bu sisteme dahil olduklarında, enerji tüketiminin minimum seviyede tutulduğunu, su tüketiminin kontrol altında olduğunu, geri dönüşümsüz atık ve enerji üretiminin düşük tutulduğunu ve atıkların uygun şekillerde yok edildiğini, antrepo, depo, garaj, hizmet merkezleri ve çevresinde yenilenebilir kaynakların ve çevreye daha az zarar veren maddelerin kullanıldığını ve nihayet hizmet alt-yapısının ve kaynaklarının sağlıklı bir çevre ortamında kullanıldığını güvence altına almış olmaktadırlar.
Eko etiketi uygulamasında amaçlanan, tüketicilerin daha yeşil hizmetlere ulaşmalarını sağlamaktır. Tüketiciler, Ecolabel Eko Etiketi bulunan bir lojistik hizmeti kolayca ayırt edebilmektedir.
Medikal ürünlerin ekolojik etiketleme sistemleri, tüketicilerin çevre koşulları bakımından iyi olan medikal ürünlerini tercih edebilecekleri bir ekolojik yol haritasının belirlenmesine katkı sağlamaktadır. Bütün çevre etiketlerinin amacı, bu etikete sahip olmayan medikal ürünlerin piyasadan kaldırılmasını sağlamak ve üretici firmaları, üretim süreçlerini, doğaya zarar vermeyecek teknolojik ve güvenli yöntemlerle yenilemeye zorlamaktır. Sektörde yer alan kuruluşlar işletmelerinde çevreye duyarlı iyileştirmeler yaptıkları taktirde pazarda iyileşme ve sürdürülebilirlik sağlayacaklardır. Ecolabel etiketleri de dahil bütün çevre etiketleri, bu etiketi taşıyan ürünlerin doğa koşulları açısından öncelikli ürünler olduklarını göstermektedir. Tüketicilerin de talep edecekleri medikal ürünlerin çevreye zarar verip vermeme durumlarını göz önünde bulundurmalarını pekiştirecektir.
Ecolabel, Avrupa Birliği’nde uygulanan Çevre Etiketleri, Yeşil Etiketler, Eko Etiketler sistemine odaklanarak bu yapıyı esas almıştır.
Ancak sadece Avrupa Birliği ülkelerinde değil dünya genelinde de tüketiciler, kullandıkları medikal ürünlerinin kaynakları ve sürdürülebilirliği konusunda bilgi edinmek istemektedir. Tüketicinin bu talepleri gün geçtikçe artmakta ve medikal ürünlerinde çevre etiketi kullanımı gündemde üst sıralara yerleşmektedir. Bu talepleri karşılamak için Ecolabel medikal eko etiketi, kriterleri ile ihtiyacınızı karşılayacaktır.